Her işin kuralları vardır.
Örneğin; araç kullanırken kurallara uymamız gerekiyor. Öncelikle ehliyet gerekiyor. Trafik işaretlerine uymak gerekiyor. Kırmızı ışıkta durmak, yola ters yönden girmemek gerekiyor. Daha birçok örnek verebiliriz. İşi kuralına göre yapmadığımızda kazalarla karşılaşıyoruz. Mal ve can kaybı oluyor.
Hayvancılığın da kuralları var. Kurallara uygun hayvancılık yapmadığımızda ‘’kaza’ ’ya uğruyoruz. Ya hayvanı kaybediyoruz ya da para kaybediyoruz. Süt kaybediyoruz, buzağı veya döl kaybediyoruz. Bu kayıplar ile başa çıkamadığımızda ise bazen işletmemizi kaybediyoruz.
Kurallara uymadan hayvancılık yapan işletmelerin en önemli göstergesi antibiyotik kullanımıdır. Antibiyotik masrafı yüksek olan işletmeler çok ‘’kaza’’ yapıyor demektir. Kazalar masraftır, kayıptır.
Madem ki hayvancılığın kuralları var, bu kurallar nelerdir?
Temel kural; ineğe ‘’inek gibi’’ muamele etmeliyiz. Biz ineklere kendi bildiğimiz şekilde, kendi aklımıza göre muamele ediyoruz. İneklerin strese girebileceğini, onların da böbrek üstü bezinden stres hormonu salgılayacağını, temiz ve kuru bir yer isteyeceklerini, temiz havaya ihtiyaç duyacaklarını, onların da kendilerine göre bir ‘’konfor’ ’ları olduğunu düşünmüyoruz. İneğe ‘’inek gibi’’ muamele etmek için ineği tanımak gerekir. İneği tanımak bizim ehliyetli olarak bu işi yapmamızı sağlar. Ama; izlediğim kadarıyla ineği tanımak için çaba sarf etmiyoruz, yani ehliyetsiz araç kullanıyoruz. Bu yazıyı okuyan herkes sonra dönüp antibiyotik kullandığı vakaları gözden geçirsin.
Bu vakaların tümü ‘’önlenebilir’’ sorunlardır. Ardında mutlaka ihmal ve bilgisizlik vardır. Bilgisizliğin altında ise ineği tanımadan, kurallara uymadan kullanma çabası yatmaktadır. İşletmenin devam edebilmesi ve kârlılık için ineğin istekleri bilinmeli, mutlaka yerine getirilmelidir.