Bugünlerde sık sık kendi kendime söylenip duruyorum. Keşke dediklerimi yapsalardı.

Hayvan sahibi dostlarımızın çaresi olan dertlerden dolayı kayıpları, ne yazık ki, halen devam ediyor. Elimizdeki onca imkana rağmen kuzu, oğlak, buzağı kayıpları bir türlü sona ermiyor. Halbuki annelerden başlayarak aşılama, yavrulara ağız sütünün eksiksiz içirilmesi, antiserum uygulaması, göbek dezenfeksiyonu gibi işlemlerle artık yavru kaybetmeyeceğiz.

Aynı şekilde yavruların eklem ve göbek yangılarını, ishallerini de önlemiş olacağız.

Sık sık yabancı cisim batması ile ilgili haberler duyuyorum. Bir mıknatıs ile çözülebilecek, önlem alınabilecek olan bu tip kayıplara son verebiliriz.

Üretici dostlarımızın kuru-temiz ilkesine ve strese inanmaları şarttır.

İnansalar ve uygulamaya başlasalar çok iyi olacak. Solunum yolu enfeksiyonları bütün şiddetiyle karşımızda. Halbuki strese inanan ve hayvanların strese bağlı olarak öksürüğe yakalandıklarını bilenler böyle sorunlarla karşılaşmıyorlar.

Besiye “besi başlatma programı” ile başlayanlar dana ve para kaybetmeden besiyi bitiriyorlar.

Mastitis büyük sorun. Mastitisle mücadele bütün silahlarımızı kullanmalıyız. Başlangıcı “kuru sağım” ile yapalım. Susuz sağıma geçelim. Ön daldırma, kurulama, son daldırma sistemini işletmelerimize yerleştirelim.

Kuru dönem beslemesiyle ilgili hatalar dolayısıyla doğum sonrası en az 12 hastalıkla karşı karşıya kalıyoruz. Diğer yandan kızgınlık göstermeme ve döl tutmama sorunları da önemli ölçüde kuru dönem hataları ile ilgili.

Önümüzdeki günler yine “sıcak stresi” ile karşılaşacağımız günlerdir. Sıcakla hayvanlarımızın başı derde girecek. Sorunlar gelip çiftlik sahiplerini bulacak. Daha önce yapılmadıysa bile artık bu yıl bir serinletme sistemi kurulmalı. Fanlar ve duşlar, benim dediğim gibi, yapılmalı.

Koyunlardaki “delibaş hastalığı” bütün uyarılarıma rağmen hiç eksilmeden sürüp gidiyor. Ölen ya da hastalanan koyunların, kuzuların beyinleri, başları kesinlikle köpekler tarafından yenilemeyecek şekilde imha edilmelidir. Bu konudaki bilgisizlik sürüleri mahvediyor. Koyun ve kuzulara yapılan şerit mücadelesi burada işe yaramıyor. Çünkü şerit larvası bağırsakta değil, beyinde. Köpeklere şerit mücadelesi yapılmalı. Fakat köpekler atık kuzu kellesi ya da beynini yerlerse köpeklere yapılan şerit (tenya) mücadelesi de yeterli olmuyor. Herkes kendi köpeğine ilaç yuttursa bile başka köpekler de var.

Pika yani yem olmayan maddelerin yenmesi hergün karşıma çıkan bir sorun. Hatalı besleme, izmineral noksanlıkları ve stres ortamı Pika’ya sebep olabilir.

Dengeli bir besleme, yemlere izminerallerin eksiksiz olarak katılması ve hayvan refahına dikkat edilmesi Pika’yı önleyecektir.

Topallık yaygın bir sorun. Topallığın işkembe asidozu ile yakın ilgisi var. Asidoz önlenmeli. Doğru bir yemleme sistemi ve yemlere sodyum bikarbonat katılması önlemlerin başında gelir.

Ayrıca tırnak dayanıklılığını arttırıcı yem katkılarının yemlerle birlikte hayvanlara verilmesi gerekir. Özellikle izminerallerin bu yöndeki faydaları bilinmektedir. Kullanmak, yararlanmak lazım.

Yavru atmalar çok can yakmaktadır. Fakat doğru teşhisin önemine inanmak ve vakit kaybetmemek gerekiyor. Kesin teşhis laboratuvar muayeneleriyle ortaya çıkar. Bu arada zaman kaybedildiğinde sorun daha da şiddetli bir hal alıyor. Tabii ki yavru atmaya yol açan enfeksiyöz hastalıkların zoonotik potansiyeli olduğu yani insanlara bulaşma ihtimali akılda tutulmalıdır.

Bruselloz ile ilgili olarak yazılarımda ve televizyon programlarında defalarca uyarmama rağmen “boğa atlatma” devam ediyor. Boğa atlatma ile başta bruselloz olmak üzere 10 hastalığın bulaşma ihtimali var. Böyle devam etmemeli. Çünkü bruselloz ile ilgili çok soru alıyorum. Durum üzüntü verici.

Yukarıdaki örnekler çoğaltılabilir. Yapılması gereken kuru-temiz sistemine uymak, kuru dönem bakım ve beslemesine dikkat etmek, önerilen aşıları yapmak, yem katkılarını vermek, stres dönemlerinde hayvanlara yardım etmektir.

Sıcak, nakliye, doğum ve sütten kesme strestir. Bugünleri kesinlikle hayvanlara yardım etmekle geçirmemiz şarttır.

Keşke yapsaydım demeyelim. Sırası gelen işlemleri mutlaka yapalım. Hastalıkla değil, koruyucu işlemle uğraşalım.