Jersey sığır ırkı küçük yapılıdır. ABD’de “yürüyen tereyağı fabrikası, yürüyen peynir fabrikası” derler. Sütü yüzde 5-6 yağlıdır. Yağsız kuru maddesi de yüksek olduğundan daha çok peynir elde edilir. ABD’de sütünü peynir fabrikasına satan üreticiler miktara ilave olarak yağ ve kuru madde primi de aldıklarından Jersey inek sütünü özellikle tercih ederler.
Küçük yapılı bir ırk olduğundan daha az yemle, daha çok süt üretir. Çünkü yemin yaşam payına ayrılan kısmı az, süte yöneltilen kısmı daha çoktur.
ABD’de süt yağının ve kuru maddesinin düşüklüğü sebebiyle bazı çiftlikler Holstein ineklerin yanı sıra Jersey de beslerler ve sütü sattıkları fabrikadan prim cezası almaktan kurtulurlar.
Ülkemizde doğrudan çiftlikten süt satma yönünde çok büyük avantaj sağlar. Jersey ineğin sütünden elde edilen yoğurt ve sütlaç eşsizdir. Sürekli istenen bir hale gelir. Perakende veya doğrudan satışlarda özellikle tercih edilir. Ülkemizde Jersey sütü gayet kısıtlıdır. Tadını alan vazgeçmez. Jersey sütüne diğer sütlerden daha fazla para vermeye hazırdırlar.
Şu anda bu ırkın yaygın olduğu bölge sadece Karadeniz Bölgesidir. Erkek buzağıların daha iyi canlı ağırlık kazanması dolayısıyla Jerseyler Simmental ile melezleniyor.
Jersey ırkının zayıf tarafı erkek buzağılarının besi danası olarak kullanılamamasıdır. Jersey sütçü bir ırk olup, erkek buzağıları besi danası olmaya uygun değillerdir. Fakat ülkemizde çok önemli bir avantaj veya fırsat vardır. Jersey’in erkek buzağıları çok az masrafla, örneğin sadece silajla kurbanlık olarak büyütülebilir.
Kurban zamanında alıcılara 2 yaşına gelmiş Jersey danalar kolayca satılabilir. Çünkü; yedi kişiye gayet uygun rakama malolacaktır.
Her ırkın zayıf ve güçlü yönleri vardır. Herşeyi tek bir ırkta tam olarak bulmak mümkün olmaz. Jersey ırkı ülkemizde kendine daha iyi yer bulabilir.
Jersey ırkını korumalıyız. İleriki yıllarda A1 – A2 süt konusu gündeme geldiğinde bu ırkı korumadığımız için pişman olabiliriz.