Karaciğer vücutta sessiz sedasız çalışan çok önemli bir organdır. Sağlık, üreme, verim ile doğrudan ilgilidir. Vücutta arındırma görevini karaciğer yapar. Enfeksiyonlarla mücadelede rol alır. Direnç sistemini (immunity) karaciğer düzenler. Hormonların, karbonhidrat ve proteinlerin sentezinde ilk moleküller karaciğerde oluşur.

İşkembede (rumen) oluşan uçucu yağ asitlerini (VFA, UYA) glikoz’a çevirerek vücudun enerjisini sağlar.

Ancak karaciğer hasara uğradığında bu işlevler aksar. Sorunlar ortaya çıkar. Metabolik hastalıkların, özellikle doğumdan sonra ineklerin başına gelen sorunların karaciğer hasarıyla yakından ilgisi vardır.

Öncelikle karaciğerde hasara yol açabilecek olan etkenleri sıralayalım;

Karaciğer yağlanması (Hepatik Lipidosis, yağlı karaciğer hastalığı), klinik mastitis ve bununla ilgili karaciğer yağlanması, karaciğer büyümesi, peritonitis (karın zarı yangısı), zehirli otlar, karaciğer apseleri, ineklerin lenf kanseri (Löykoz), işkembe asidozu ile ilgili endotoksinler (LPS), ineklerin içtikleri sularda bulunan mavi-yeşil algler (yosun), mantar ve küf toksinleri, otlara bulaşmış yaprak bitleri (afit), karaciğer kelebekleri (nadiren Fasciola hepatica), Klostridium hastalıkları (nadiren Clostridium tip B), aşırı mineral alımı ile ilgili zehirlenmeler (bakır, çinko, demir), aşırı pamuk tohumu (çiğit) alımı ile ilgili gossypol zehirlenmesi, kobalt eksikliği, safra yolları yangıları sebebiyle oluşan karaciğer hasarları (cholangio hepatitis), retikuluma (börkenek) batan yabancı cisimler sebebiyle oluşan karaciğer yangıları (hepatitis), cestod (şerit, tenya) kistlerinin kontamine olmasıyla meydana gelen apseler. Bu arada buzağılarda göbekten giren mikroorganizmaların vena porta yoluyla karaciğere ulaşması sonucunda ortaya çıkan karaciğer apselerinden de söz edelim (neonatal omphalitisle ilgili hepatitis).

Karaciğer ile ilgili sorunlardan karaciğer büyümesi, karaciğer yağlanması, karaciğer apseleri, lenf kanseri, peritonitis ve hepatotoksik bitkiler (zehirli otlar) hakkında daha önce yazılar yazdım. Bilgiler aktardım.

Karaciğer hasarlarında immünolojik, metabolik ve biyokimyasal işlevler sekteye uğrayacağından birçok hastalık ortaya çıkar. Diğer yandan karaciğer hasarlarında başka hastalıkların da etkisi vardır. Örneğin; ketosis, metritis, mastitis.

Karaciğer hasarlarının önemli bir komplikasyonu da “Hepatic Encephalopathy” adı verilen beyin hasarlarıdır. Karaciğer hücreleri (hepatosit) nekroze olduklarında karaciğer “arındırma” görevini yapamaz. Biriken amonyak kana karışır ve beyne gider. Beyin fonksiyonları bozulur. Durgunluk, körlük, yalpalayarak yürüme, başı bir yere dayama, ileri safhalarda ise koma ve ölüm ile karşımıza çıkan sinirsel sorunlar görülür.

Karaciğeri hasara uğratan en önemli 2 zehirli bitki Bambul otu (Heliotropeum europeum) ve Echium plantagineum (kırkbatıran otu)dur. Bu otlarla zehirlenen hayvanlarda yukarıdaki sinirsel belirtilere rastlarız.

Karaciğer hasarları söz konusu olduğunda öncelikle zayıflama, iştahsızlık, süt veriminde düşme gibi belirtiler ortaya çıkar. Fakat bu belirtiler “genel belirtiler” olup birçok hastalıkta karşımıza çıkarlar. Önemli bir belirti ise SARILIK (Icterus)tır. Sarılık gördüğümüzde karaciğer ile ilgili bir sorun olup olmadığı araştırılmalıdır. Karaciğerde sorun olup olmadığının teşhisi SDH (Sorbitol dehidrogenase), GGT (Gamma Glutamyl Transferase), AST (Aspartat Aminotransferase) gibi enzimlere bakmak ile mümkün olur. Bu enzimler çok yükselmiş ise karaciğerde hasar olduğu kanaatine varılır. Ultrason ile muayenenin de yararı olabilir. Yine de enzim değerlerine bakılması başlıca teşhis yöntemidir.

Sıcak stresinin de karaciğer üzerinde olumsuz etkisi vardır. Sıcak stresinde karaciğer hasarı oluşabilir.

Karaciğer hasarlarında rol oynayan Pithomyces chartarum mantar toksininin (sporidesmin) sebep olduğu yüz ekzeması ile ilişkisini de unutmayalım. Ayrıca birçok ot ya da bu otlara bulaşmış mantarlar güneş ışığına duyarlılık yaratır (Fotosensitizasyon). Bu durum da karaciğer hasarlarıyla ilgilidir. Uğur böceği (yedi noktalı gelin böceği) larvalarının otlara bulaşması ve bu otların inekler tarafından yenmesi ile de fotosensitizasyon ortaya çıkabilir.

Koruyucu hekimlik:

Karaciğeri ve dolayısıyla hayvanlarımızı korumak için küften, zehirli otlardan, kuru dönemde, özellikle gebeliğin sonlarına doğru, nakliye’den hatta her türlü yer değiştirmeden sakınmamız gerekir. Kuru dönem beslemesine, kuru dönemdeki ineklerin şişmanlatılmasına özel olarak dikkat edilmelidir. Kuru dönemde düşük enerji ve düşük kalsiyum içeren bir rasyon uygulanmalıdır.

İnekleri sıcak stresine karşı serinletmek şarttır.

Kalabalık, sıkışık barınaklardan uzak durulmalıdır.

Karaciğeri korumak için yemlere niacin (niyasin) ve kolin (choline) katılması çok yararlıdır.

Asidoza sebep olmayacak şekilde dengeli bir rasyon uygulaması, doğum sonrası metritis ve mastitis gibi enfeksiyöz hastalıkların, ketosis gibi metabolik hastalıkların olmaması için kuru dönem beslemesine özen gösterilmesi şarttır.