Sığırların alt çenesinde şişlik ile kendini gösteren bu hastalığın tıbbi adı Aktinomikoz’dur.  Yetiştiriciler arasında “domuzbaşı” olarak bilinir.  Yabancı literatürde ise “yumru çene” olarak adlandırılır.

Aktinomikoz sinsi ve yavaş gelişen, zaman içinde belirgin hale gelen sert yapılı bir apsedir.  Şişliğin içerisinde yoğun kıvamlı, yapışkan bir irin bulunur.  İrin içerisinde “sülfür granülleri” adı verilen sarımsı granüller göze çarpar.  Bu granüller bakterinin kümelenmesi sonucunda meydana gelir. 

Hastalığın etkeni Actinomyces bovis adı verilen bir bakteridir.  Bakteri normal ağız florasında bulunur. Sağlıklı hayvanlarda ağız, gırtlak, yutak bölgesinde kommensal olarak yaşayan, oralardaki gıdalardan yararlanan bir bakteridir.  Ağız boğaz mukozası sert yapılı yemlerle çizilirse, sıyrıklar oluşur ise mukozanın zedelenmesi sonucunda söz konusu mikroorganizma patojen (hastalık yapıcı) hale gelir. 

Mukozayı çizen, sıyrıklar oluşturan kaba yapılı otlar, saman, kartlaşmış yonca, çayırda otlayanlar için tüketilen dikenli otlar tehlike oluştururlar ve mikroorganizmanın doku içerisine girmesine yol açarlar.

Alt çene (mandibula) ya da üst çenede (maxilla) veya yüzün herhangi bir yerinde şişlik belirir.  Fakat bazı hallerde boğaz bölgesinde dışardan görülmeyen şişikler de meydana gelebilir.  Domuzbaşı zaman içerisinde yumuşak dokudan kemiklere de ulaşır ve kemikler gözenekli bir hal alarak bazen kırılabilir.

Aktinomikozun olduğu bölge ağrılıdır.  Çevresindeki lenf yumruları da şişmiştir (lenfadenitis).

Dişlerde ve diş etlerinde de sorunlar oluşur.  Lezyonların bulunduğu yere göre değişik belirtiler görülür.  Örneğin; inek yutma güçlüğü çeker.  Ağzına aldığı yemleri ağız, diş eti ve dişlerdeki lezyonlar sebebiyle çiğneyemez, yutamaz.  Sanki kusuyormuş gibi yemleri dışarıya çıkartır.

Bu güçlükler sebebi ile inek giderek zayıflar.  En önemli belirtilerden biri de hırıltılı solunumdur.  Dışardan bir lezyon görülmese bile, hırıltılı solunum varsa aktinomikoz akla gelmelidir.  Eğer yemek borusunun ucunda ya da çevresinde bir şişlik varsa ineklerde karın şişkinliğine neden olabilir. Sebebi ise geğirmenin engellenmesidir. 

Actinomyces bovis inekten ineğe doğrudan bulaşmaz.  Yemler yoluyla yayılır.

Hastalığın aşısı yoktur.  Aktinomikoz sığırlar dışında nadir olarak koyun ve keçilerde de görülebilir.  Aynı zamanda zoonoz hastalıklardan biri olarak kabul edilir.  İnsanlara bulaşma ihtimali olduğundan minör zoonoz ya da nadir zoonotik hastalıklar listesine alınmıştır. İnsanlarda akciğer sorunları, deri lezyonları yapabilir. 

İneklerde çoğunlukla genç yaştakilerde görüldüğü bildirilmektedir.  Görülme sıklığının diş değiştirme yaşlarında yani 2-3 yaş arasında arttığı tespit edilmiştir.

Aktinomikoz diğer apselerle, tümörlerle karışabilir.  Ancak şüpheli ve teşhis zorluğu çekildiği hallerde laboratuvar tetkiklerine başvurulur.  Aktinomikoz ağız, boğaz, alt ve üst çenede görülen bir hastalık olmakla birlikte nadiren başka bölgelerde de görülebilir.

Aktinomikozdan korunmanın kesin ve net bir yolu yoktur.  Dikenli otlardan, kart yoncadan, ağız ve boğaz mukozasını çizebilecek olan yemlerden uzak durulması önerilir.   

Aktinomikozun tedavisi mümkündür.  Çeşitli safhalarda yapabilecek tedavi kürleri vardır.  Tedavide penisilin, streptomisin, sefalosporin ve oksitetrasiklin gibi antibiyotikler kullanılır.  Bu antibiyotikler 7-10 gün kullanılmalıdır.  Fakat antibiyotik tedavisinden tek başına sonuç alınamaz.  Mutlaka iyot kullanılmalıdır.  İyotlu bir bileşik, örneğin sodyum iyodür damar içi yolla veya yemlere katılarak kullanılabilir.  Damar içi yolla (İ.V) kullanılacak ise 5 gün ara ile birkaç uygulama yapılması gerekir. İleri gebelerde damar içi kullanım abortusa (yavru atmaya) sebep olabilir.

Yemlere iyotlu karışımlardan veya potasyum iyodür, sodyum iyodür gibi tuzlardan en az 20 gün katılmalıdır.  Bu arada;  apse görünen bir yerde ise açılarak içindeki irin akıtılmaya çalışılır.  Akıtılan irinin yerine povidone iyotlu bir solüsyon verilerek apseli bölgeye lavaj yapılır. 

Tedavide  NSAID (kortizon olmayan yangı giderici ilaç) kullanılabilir.  Meloksikam etkin maddeli ya da benzeri bir yangı giderici ilaç  prospektüsüne göre uygulanır.  Son çare cerrahidir. Ya apse koterize edilerek (yakma suretiyle) ya da sıvı azotla temizlenmeye çalışılır. Diğer yöntem ise görünen şişliğin bir tümör gibi alınmasıdır.  Fakat bu operasyonlar her zaman başarılı olmaz.  Çünkü kemiğe zarar veren, kemikleri gözenekli hale getiren hastalık operasyon esnasında kırılmalara yol açabilir.  Ayrıca operasyon başlamadan önce sorunun ne kadar derine gittiğini tahmin etmek kolay değildir.  Dışardan görülen veya hırıltı ile kendini gösteren aktinomikozlara zaman kaybetmeden antibiyotik ve iyot ile müdahale etmek, tedaviyi yukarda yazıldığı şekilde sürdürmek,  yarım bırakmamak en doğru yoldur. 

Aktinomikoza benzer bir hastalık daha vardır.  Aktinobasilloz diğer adı “Odun Dil” hastalığı.  Etkeni Actinobacillus lignierisi’dir.  Dil şişer ve ağız içine sığmayacak hale gelir.  Dil ağızdan dışarı sarkar, tedavi edilmez ise hayvan açlıktan ölebilir.  Tedavi aktinomikozda önerildiği gibi antibiyotik ve iyot ile yapılabilir.  Erken müdahale tedavide başarı şansını arttırır.  Kanaatimce Aktinomikoz’da ve Aktinobasilloz’da zaman kaybetmeden derhal antibiyotik – iyot kombinasyonu ile müdahale yapılmalıdır.  Bir zararı olmayan aksine erken davranıldığında tedavi şansı yüksek olan bir uygulamadır.