İneklerde, sütçü koyun ve keçilerde görülen, doğum sonrası serum kalsiyum miktarının düşmesi sonucu felç ile karakterize bir hastalıktır. Hipokalsemi’de ırk, yaş, vücut kondüsyonu hazırlayıcı faktörler arasındadır. Jersey ırkı inekler bu hastalığa daha çok yakalanırlar. Dört yaşından yukarı ineklerde görülme ihtimali daha fazladır. Şişman ineklerde, karaciğer yağlanması olanlarda sıklıkla görülebilir. Hipokalsemi’ye mastitis, şirdenin yer değiştirmesi, sonun atılamaması ve ketosis hastalığı da yatkınlık yaratabilir ya da hipokalsemi bunlarla birlikte seyredebilir. Ayrıca toksik metritis, mastitis, kalçada kırık, çıkık, kalça bölgesinde sinir ezilmesi, yatalak inek hastalıklarıyla hipokalsemi karıştırılabileceği gibi, kombine de olabilir.
Kalsiyum ihtiyacı, doğumdan sonra süt verimiyle birlikte ani bir şekilde artar. Kurudaki bir ineğin ihtiyacının iki katına çıkar. Hipokalsemi genellikle doğumu takiben 72 saat içerisinde görülür. Buna rağmen doğumdan bir hafta önce , ya da bir hafta sonra ortaya çıkan vakalar da vardır.
Hipokalsemi kulakların soğuması, kasların seğirmesi, arka tarafın titremesi gibi belirtilerden, göğüs üstü yatma, başını açlık çukurluğuna dayama ya da tamamen koma hali gibi çeşitli evrelerde görülebilir. Tedavide gecikildiği sürece bu evreler birbirini takip eder.
Hipokalsemi süt kaybı, bazen ineğin kaybı, işçilik, veteriner hekim ve ilaç masrafları gibi kayıplarla işletmenin ekonomik olarak başına dert açabilecek bir hastalıktır. Hastalığın en önemli sebebi dengesiz Kalsiyum/ Fosfor oranıdır. Bu oran 1/1’den 2/1’e kadar olup, özellikle kuru dönemdeki hatalı beslemeyle ortaya çıkar. Bunun yanısıra kemiklerdeki kalsiyumun harekete geçmesi, bağırsaklardaki Kalsiyum/Fosfor emilimi bozuklukları da hipokalsemiye sebep olabilir.
Hipokalsemi tedavisinde damar içi kalsiyum uygulaması başarılı olur. Kalsiyum, magnezyum ve fosfor içeren hazır preparatlar damar içi verilir. Takiben ineğin durumu düzelir. İdrar ve dışkı yapar. Kalp atışları normale döner. İnek ayağa kalkar. Yemeye başlar. Verilecek olan kalsiyumun kesin bir dozu yoktur. Normal olarak 45 kg vücut ağırlığı için 1 gr elemental kalsiyum gerekir.
İnek 8-12 gr. elemental kalsiyum aldığında ayağa kalkacak hale gelir. Bu rakam 500 kg ağırlığında bir inek için 11 gr’dır. Kalsiyum verilirken kalp sıklıkla kontrol edilmeli, kalp atışlarında ritim bozukluğu tesbit edilirse kalsiyum verilmesini durdurup, sonra tekrar başlanmalıdır. Verilecek miktar ise bu şekilde düzenlenmiş olur. Doğumu takip eden kas titretmeleri, düşük ateş, iştahsızlık, kulak uçlarının soğuması hemen hipokalsemiyi akla getirmeli ve gerekli önlemler alınmalıdır.
Hipokalsemi’den inekleri korumak için kuru dönemde kalsiyumdan zengin yemler verilmemelidir. Son yıllarda hipokalsemi’den korunmanın diğer bir yolu olarak doğuma 2-8 gün kala adele içine yüksek dozda D3 vitamini enjeksiyonu önerilmektedir. Her bir ml.sinde 1 milyon ünite D3 vitamini (kolekalsiferol) bulunduran enjeksiyonluk preparattan 10 ml (10 milyon ünite) bir kez olmak üzere uygulandığında süt humması vakaları büyük ölçüde azaltılmış olur. Kayıt sistemine dikkat ederek doğru günlerde tek enjeksiyon yapılmalıdır. Bilindiği gibi, D vitamini hipervitaminosis’e sebep olabilir. Bu yüzden ikinci bir enjeksiyon tavsiye edilmez.
Doğumu izleyen saatlerde ve ertesi gün iki uygulama şeklinde ağızdan verilen kalsiyum şelatları da hipokalsemiyi önleme konusunda yardımcı olur.