Hastalıklarla karşı karşıya kaldığımızda hastalığın belirtileri ortaya çıkmıştır ve biz sadece belirtileri görürüz. Aslında o hastalıkların arkasında ‘’yapıcı, hazırlayıcı sebepler’’ vardır. Yani, yazının başlığındaki gibi, her hastalığın bir mazisi vardır. Hastalıkları incelediğimizde görülecektir ki; gerçek sebepler insanların ihmali, unutması ya da önemsememesi ile ilgilidir.
İneklerde topallık var. İnekler yem seçiyordu, kuş yuvası gibi yemi oyuyordu. Hatırlıyor musun? İşte o sebepten.
İnekler yavru atıyor. İneklere boğa atlatıyordun ya. İşte ondan.
İneklerin gözleri bulutlandı, deli gibi hareketler yapıyorlar. Bozuk silaj vermiştin ya. İşte ondan.
İneklerde meme iltihaplarından (mastitis) bir türlü kurtulamıyorum. Ön daldırmayı, son daldırmayı, kurulamayı önemsemiyordun ya. İşte ondan.
İnek doğum yaptı, memesinden irinli, pıhtılı süt, sarı su geliyor. Kuruya alırken dört memeye birden ‘’kuru dönem’’ ilacı koymamıştın ya. İşte ondan.
Doğum yapan ineğim 3 ay oldu hala kızgınlık göstermiyor. Hatırlar mısın? Gebeyken ineklerin yemini azaltmıştın. O günlerde kriz vardı. Yem pahalıydı. Yemi azaltarak tasarruf (!) yapmıştın. İşte ondan.
Buzağılar ölüyor. Aşılarını ve antiserumunu yapmamıştın. İşte ondan.
Bir hafta önce pazardan danalar almıştım. Hiçbir şeyleri yoktu. Şimdi öksürmeye başladılar. Aldığında stres giderici olarak hiçbir şey yapmamıştın ya. İşte ondan.
Bu gibi örnekleri çoğaltabiliriz. Örnekleri koyun-kuzu, oğlak ve keçiler için de aynı şekilde sıralayabiliriz.
Eksik yapılan, yanlış yapılan her şey dönüp, dolaşıp gelir, bizi bulur ve başımıza dert olur. Hayvancılık bir sistem içerisinde yapılmalıdır.
İnek doğurur, lohusalık süresi ve süt verme süresinden sonra kuruya ayrılır. Kuru dönemin sonunda doğum olur. Doğumu takiben inek kızgınlık gösterir ve tekrar gebe kalır. Bu dönemler her zaman birbiriyle ilişkilidir. Birbirinden ayrı değildir. Kuru dönemdeki eksikler, ihmaller ve hatalar doğum sonrası mutlaka bizim karşımıza ‘’dert’’ olarak çıkar.
Kuru ve temiz ilkesine, strese inanmadığımızda kaçınılmaz olarak birçok sorunla uğraşacağımız kesindir.
Hayvancılığımızı bu bilgiler ışığında, bir sistem içinde yapmamız ‘’sürdürülebilirlik’’ adına en önemli işimizdir.