Devlet tarafından hayvancılığa çeşitli kalemlerde destek verilmektedir. Hatta bu kalemler tam anlamıyla “çok çeşitli” dir.
Hayvan başına destek verilmesi geçmiş dönemlerde hayvan fiyatlarının artması sonucunu doğurmuş, üretimden fazla, bu işin alım satımını yapanlara para kazandırmış, alınan krediler de, daha en başta, yüksek fiyatlı hayvanlara gitmiştir. Ekonominin temel ilkesi içerisinde hayvan alımında krediyi eline geçirip ” alıcı” olanlar arttıkça hayvan fiyatları da artmıştır. Destek miktarları azımsanmayacak düzeyde olmasına rağmen, aynı oranla üretime yansımamıştır. Yine de bakıldığında inek sayısının artışı ve süt miktarının artışı söz konusu olmuştur. Maksat hasıl olmuş ise, artık desteklerin yönü değiştirilebilir.
Sorunların başlıcaları bilinmektedir. Kaliteli kaba yem eksikliği, yaygın hastalıklar ve pazarlama.
Devlet bu sorunların hepsini bilmektedir. Her birinin üzerine ” maksat hasıl olana kadar” gidilmelidir. Şap ve bruselloz hastalıklarıyla mücadeleye daha çok önem verilmeli, üreticilerin pazarlama yeteneğini arttıracak şekilde kooperatiflerin desteklenmesi sağlanmalıdır. Destek verme yöntemi, kooperatifleri temel alan şekilde olmalıdır. Destekler her zaman faturalara dayandırılmalı, aşırı bürokrasiden arındırılmış olmalıdır.
Desteğin ulaşım kanalı kooperatifler olmalı ve üreticilere ulaşması için kısa yollar seçilmelidir. Desteklerin aşırı bürokrasiden ve kanaldan geçerek üreticiye ulaşması önlenmelidir. Sıraya konulan sorunlar bir destekleme takvimi takip edilerek çözülebilirler. Örneğin; beş yıl kaba yem üretiminin desteklenmesi, ardından beş yıl yaygın hastalıklarla, şap ve brusellozla mücadele, onun ardından ise kooperatifleşmenin özendirilmesi yönünden destekler ile sorunlara odaklanan bir sistem geliştirilebilir. Yıllar ve sıralar örnektir. Azımsanmayacak miktarda desteklerin yoğunlaşmış bir şekilde belli sorunlar üzerinde kullanılması bir yöntem olarak denenebilir.