Bazı hayvan hastalıkları, hayvan hareketleriyle yayılır veya ortaya çıkarlar.

Hekimliğin temel kuralı;  hastalarla sağlamları ayırmaktır. Hayvan hareketleri ise bu kuralın tersine bir davranıştır.

Bu hastalıklar ülke ekonomisine zarar verdikleri gibi, yatırımcılar üzerinde caydırıcı, hayal kırıklığı yaratıcı etkiler gösterirler.  İhracatımıza engel olurlar.  İnsanlara bulaşabilirler, yani Zoonoz’lar arasında yer alırlar.

Hayvan hareketleriyle yayılan veya ortaya çıkan hastalıklardan beşini bu yazıda gözden geçireceğiz.  Şap hastalığı, Leptospirosis, Brusellosis, Tüberkülosis (Verem), Pasteurellosis.

Şap Hastalığı:
Hayvan hareketleriyle ülkemizin her tarafına yayılan bulaşıcı bir hastalıktır.  Etkeni Aphtovirus grubundan viruslardır.  Dünya’da Ayak ve Ağız Hastalığı (FMD) olarak bilinir.  Ülkemizin bazı yörelerinde “DABAK” olarak anılır.

Virusun 7 ayrı serotipi,  onların da 60 alt tipi bulunur.  Ülkemizde A, O ve Asia tiplerinin oluşturduğu Şap hastalığı zaman zaman görülmektedir.

Şap hastalığı ağız şapırdatma, ip gibi salya akışı, topallık, ağız içinde yaralar, ayaklarda ve dişilerde meme uçlarında yaralar ile kendini gösterir.  Ağızda önce kabarcıklar, kabarcıkların patlamasıyla da yaralar oluşur.  Virus 14 gün salya da, 9 gün sütte canlı halde kalabilir.  Kuluçka süresinin 2-14 gün arasında değişkenlik gösterdiği bildirilmektedir.  Hastalığın yayılmasında özellikle kuluçka süresi içerisindeki hayvan hareketleri önemli rol oynar.  Çünkü, hayvanlar hastalık belirtisi göstermedikleri için bu dönemde şüphelenilmez ve sağlıklı hayvanlar gibi nakledilirler.   Kuluçka dönemi bitiminde, belirtiler görüldüğünde iş işten geçmiştir.  Şap hastalığı hayvan hareketleriyle birlikte, her türlü hareket ile, yani, insan ve araçların hareketleriyle de bulaşmaya devam eder.

Şap virusu yutak bölgesinde 6-24 ay canlılığını koruyabilir.  Hastalık ergin sığırlarda öldürücü olmamakla birlikte, buzağılarda kalp kasının etkilenmesiyle, belirtiler bile görülmeden, ölüm meydana gelir.

Şap hastalığının tedavisi yoktur. Aşısı vardır.  Tedavi girişimleri belirtilere yönelik veya ikincil enfeksiyonları önlemeye yönelik olarak yapılabilir.

Korunma; hayvan hareketlerinin kısıtlanması, karantina tedbirleri ve aşılama sayesinde mümkün olabilir.  Temizlik ve dezenfeksiyon da korunmada yardımcıdır.  Ancak; hızlı taşıtlarla hastalığın kısa sürede yayılabileceği unutulmamalı, hatta hastalık çıktığı bilinen bölgeden hayvan almamak gibi kökten önlemler düşünülmelidir.

Şap hastalığı bağışıklık sistemi çökmüş kimselere, çocuklara ve yaşlılara bulaşabileceği için zoonoz kabul edilmektedir.  İlk anda; çocuklarda görülen, el ayak ve ağız hastalığı olarak bilinen, başka bir virus tarafından oluşturulan, hastalıkla karıştırılabilir.  Şap hastalığı “İhbarı Mecburi Hastalıklar” listesindedir.

Leptospiroz: 
Sarılık ve kan işeme ile kendini gösteren, insanlara da bulaşabilen bir hastalıktır.   L.hardjo ise meme yangısına sebep olabilir.  Beş ayrı suş ve alt suşları vardır.  Yaz aylarında piroplasmoz    (Babesiosis) hastalığıyla karıştırılabilir.  Özellikle genç hayvanlarda öldürücüdür.  Suyla, idrarla, kemirgenlerle yayılır.  Kuluçka süresi 3-7 gün arasındadır.  Kesilen hayvanların karkasları sarı olduğundan imha edilir.  Aşısı vardır.  Tam olarak tedavisi yoktur.  Belirtiler geçse bile böbrekten saçılım sürer ve bu durum diğer hayvanlar için tehlike oluşturur.  Hastalığın kontrolü; aşılama ve eğer biliniyorsa, hastalıklı sürülerden hayvan almamak ile mümkün olur.

Bruselloz:
İhbarı mecburi ve zoonoz hastalıklardan biridir. Yavru atma ile ortaya çıkar.  Kuluçka dönemi 2 hafta ile 1 yıl arasında değişir.  Hayvanlarda tedavisi yoktur.  Ülkeden tamamen yok edilmesi yani eradikasyonu mali kaynak, kararlılık, işbirliği, süreklilik ve iyi bir organizasyon ile mümkün olabilir.  Hastalıklı hayvanların nakliyesi ile sürekli yayılma eğilimindedir.

Tüberküloz (Verem):
İhbarı mecburi ve zoonoz hastalıklardan biridir. Mycobacterium mikroorganizmasının hastalık yapma gücüne bağlı olarak değişen inkubasyon (kuluçka) süresi vardır.  Her yolla bulaşır.  Sığırlarda damlacık enfeksiyonu en önemli bulaşma yoludur.  Yerleştiği organa göre belirti gösterir.  Akciğerlerde problemler, eklem veya meme yangıları, kısırlık, göz ve beyinde yangı olarak ortaya çıkabilir.  Mezbahada tüberkülozlu et teşhis edilirse ya imha edilir ya da veteriner hekim kararına göre şarta tabi tüketime sunulabilir. Dışarıdan işletmeye hayvan almamak en iyi korunma yöntemidir.  Mezbahadan geriye giden takip sistemi ve tüberkülin testi ile mücadele sürdürülmelidir.  Test ile işletmeye hayvan alınacaksa, ya hep, ya hiç kuralı uygulanmalı, grupta bir sığır bile pozitif çıksa, tüm grup reddedilmelidir.

Pasteurellosis:
Bu hastalığın yukarıda sayılanlardan çok farklı bir oluşumu vardır.  Ancak;  hayvan nakliyesi  hastalığın en önemli çıkış sebebi olduğundan bu konu içerisine alınmıştır.

Pasteurellosis hastalığının hazırlayıcı sebebi strestir.  Nakliye, kötü koşullar, ani değişiklikler stres sebebidir.  Daha sonra viruslar devreye girer.  IBR, BVD, Parainfluenza ve BRSV virusları hastalığı başlatırlar ve Pasteurella, Mannheimia mikroorganizmaları ise hayvana son darbeyi vururlar.

Öksürük, sık soluma, hızla zayıflama hayvan sahipleri tarafından fark edilecek olan belirtilerdir.  Tedavisi vardır.  Fakat; nükseden bir hastalıktır.  Tedavi her zaman başarılı ve ekonomik olmaz.  Hastalığa yakalanan hayvanlar tedavi olsalar bile normal gelişme ve verimlerine göre geri kalırlar.  Buzağılarda ölüm oranı yüksektir.

Etkenlere karşı aşıları vardır.

Stres ise; bilinçli davranışlar ve hayvanın stresi çabuk atlatmasını sağlayan yem katkılarıyla, en az zarar verecek şekilde çözümlenebilir.

Barınakların havalandırma koşullarına, nakliyelerin sıkışık olmamasına özen gösterilmelidir.