Hastalığın geçmişi “hastalığı hazırlayan sebepler” anlamındadır. Hastalıkların arkasında hazırlayıcı sebepler vardır ki; bunların önlenmesi hastalığın ortaya çıkmasını önleyecek, dolayısıyla “koruyucu hekimlik” yapılmış olacaktır. Bu yönden bakarsak; işletmelerde, çiftliklerde çalışan veteriner hekimlerin hastalıkların geçmişiyle ilgili sorumlulukları ve alabilecekleri önlemler vardır. Eğer bir işletmede hastalık ortaya çıkmışsa olayın geçmişine iyice bakılmalıdır. Bu sayede hastalığın tekrarlama ihtimali azaltılmış olur.
Bu konu çiftlikte çalışan veteriner hekim ile, dışarıdan hasta hayvan tedavisine giden veteriner hekimin bakış açılarını ve sorumluluklarını da etkiler. Hastalık ortaya çıktıktan sonra tedavi için davete edilen veteriner hekimin hastalığın geçmişiyle ilgili sorumluluğu olmasa da, çiftlik içerisinde görevli olanın mutlaka sorumluluğu söz konusudur.
Hayvancılık işletmelerinde çok miktarda ilaç kullanılmakta, bunların büyük çoğunluğunu ise antibiyotikler oluşturmaktadır. Hastalıkların geçmişine bakıldığında antibiyotik kullanımlarının bir takım ihmaller sonucunda olduğu anlaşılacaktır. Hatta; antibiyotik kullanımlarının birer “gösterge” niteliğinde ele alınarak gelecek için önlem alınmasına yönelik sonuçlar çıkarılması yerinde olur. İneklerin gizli dertleri yani subklinik hipokalsemi, subklinik mastitis, subklinik asidoz ve subklinik ketosis daha sonra ardından başka hastalıkları getirecek olan problemlerdir. Saydığımız dört gizli yani subklinik hastalık bir sonraki safhada antibiyotik kullanmayı gerektirecek olan “artçı sarsıntılara”sebep olacaktır.
Temizlik, dezenfeksiyon kurallarından, koruyucu aşılamalara, sürü yönetimi kurallarından, ineklere zamanında profesyonel yardımda bulunulmasına, stres faktörlerinin önlenmesinden, sineklerle mücadeleye kadar her türlü çalışma hastalıkları önleme yönünde yarar sağlayacaktır. Tersini de söylemek gerekir. Saydığımız konulardaki ihmal, eksiklik ve yanlışlar ise daha çok hastalık, daha çok antibiyotik kullanımı, daha az verim anlamına gelecektir.
Çiftlik yönetiminde rol alan veteriner hekimlerin serbest veteriner hekimlerden farklı bir yaklaşıma sahip olmaları, tedavinin değil, koruyucu hekimliğin ön plana çıkması gerekmektedir.