Geviş getiren hayvanların enerjisi işkembeden gelir. Geviş getirenlerde sadece enerjinin değil, sütün, süt yağının ve canlı ağırlığın kaynağı da işkembedir.
İşkembe dediğimiz bölüm aslında 3 ön mide kompartmanının bir bölümüdür. Tümü ineklerde bir arada 150-200 litrelik bir organdır. Genelde hepsine birden işkembe adı veriliyor. İşin doğrusu Rumen (işkembe), Retikulum (börkenek) ve Omasum (kırkbayır)dır. Son bölümü ise gerçek mide yani Abomasum’dur. Enerji, süt, süt yağının oluştuğu bölümler ise Rumen (işkembe) ve Retikulum (börkenek)tir.
Vücudun enerjisinin %70’lik kısmı işkembeden gelir. Geri kalan kalın bağırsak ve körbağırsaktan (sekum = caecum) dan elde edilir. Enerji ihtiyacının bir kısmı da vücut yağlarından karşılanır. İşkembede oluşan uçucu yağ asitleri (UYA = VFA) enerji kaynağıdır. Bunların en büyük kısmını asetik asit oluşturur. Diğerleri propionik asit ve butirik asittir. Uçucu yağ asitleri işkembe duvarından emilir. Kana karışır. Karaciğere gider.
Diğer bölüm (kalınbağırsak ve sekum) vücutta enerjinin, minerallerin ve suyun emildiği kısımdır. İşte, bütün bunlar faydalı bakterilerin (dost mikroorganizma) marifetidir. Biz sütü, yağı ve kırmızı eti faydalı bakteriler sayesinde elde ediyoruz. Ayrıca faydalı mikroplar vücut için gerekli olan B vitaminlerinin, K vitamininin ve bazı aminoasitlerin üretiminde de görev alırlar.
Geviş getiren hayvanları beslemenin anahtarı faydalı bakterilerin bol ve çeşitli olmasını sağlamaktır. Sağlıklı bir işkembeye sahip olan inek günde ortalama 500 dk geviş getirir (Ruminasyon). Bize gerekli olanlar işkembede üretilir. Bu arada fermentasyondan dolayı bol miktarda gaz çıkar.
Gazlar geğirme suretiyle dışarı atılır. Uçucu yağ asitleri sayesinde de yaşam ve aktivite devam eder. Gebelik, büyüme ve verim sağlanır.
Bu bilgiler ışığında işkembe sağlığı için neler yapmamız gerekir? Dengeli yem ve doğru yemleme koşullarının sağlanması ile asidoz önlenmelidir. Tozlu, bozuk, küflü yemlerden kesinlikle kaçınılmalıdır. İşkembe ortamı faydalı bakterilerin sevdiği, beğendiği, istediği şekilde tutulmalı ve korunmalıdır. Bu ise uygun pH ve uygun anaerobik (havasız, oksijensiz) ortamın sağlanmasını gerektirir.
Enerji eksikliğinin süt veriminde, döl veriminde azalma ve metabolik hastalıklarla kendini göstereceğini biliyoruz. Enerji fazlalığı da bizim zararımıza yol açar. İneklerin şişmanlatılması doğumdan sonra karşılaşılabilecek olan birçok metabolik soruna yol açabilir.
İşkembenin çalışması esnasında üretilen enerji sayesinde inekler üşümezler. Ama yazın, sıcak ortamlarda bunalırlar. Bu yüzden sıcaklık stresine maruz kaldıklarında iştahları azalır. Dolaylı bir şekilde, enerji üretimlerini azaltmaya çalışmaları yüzünden süt ve döl verimleri düşer.
Geviş getiren çiftlik hayvanları işkembeleri sağlıklı oldukları sürece bize verim verirler. Geviş getirenlerin tümünde ve özellikle de süt sığırcılığında işkembe sağlığının, hayvan beslemenin temeli kaliteli kaba yemlerdir.