Döl almak için kullandığımız hayvanlara “damızlık” adını veriyoruz. Örneğin; damızlık inek, damızlık boğa, damızlık koç, damızlık teke, koyun, keçi gibi.
Damızlık tam anlamıyla “kendi gibi, kendine benzer bir tane daha yapabilen” demektir. Örnek verecek olursak; Kıbrıs’ta yoğurt mayasına “damızlık” derler. Azerbaycan’da, Türkmenistan’da spermaya “maya” derler. Kendine benzer bir tane daha oluşturan anlamı bu örneklerde tamamen ortaya çıkıyor.
Bir inek veya düve damızlık olarak kullanıldığında bize “kendine benzeyen” bir yavru veriyor. Tabii, eğer sağlıklıysa, herşey yolunda giderse.
Ancak; biliyoruz ki birçok hastalık ineğin bize bir yavru vermesini önlüyor. Gebe kalmayı önleyen hastalıklar olduğu gibi, yavru atmaya, ölü doğuma, sakat yavru doğmasına sebep olan birçok hastalık var.
İneğimiz bu hastalıklardan birine yakalanmış ise “kendine benzer” bir canlıyı bize veremeyecek, yani “damızlık” olamayacaktır. Başka bir deyimle hastalıklı düve veya inekten “damızlık” olmaz. Kötü, bozuk mayadan iyi yoğurt olmaz.
Öyleyse; damızlık olmanın iki önemli koşulu vardır. Irkının özelliklerini taşımak ve sağlıklı olmak.
Damızlık olmayı önleyen, yavru atma, döl tutmama, sakat yavru, ölü yavru gibi problemlere sebep olan birkaç hastalık sayalım; Brucellosis, Camphylobacteriosis, Leptospirosis, Listeriosis, Bovine Viral Diarrhoea( BVD), Infectious Bovine Rhinotracheitis (IBR-IPV). Bu liste daha da uzayabilir.
Demek ki; adı geçen hastalıkların birinin veya birkaçının bulunduğu hayvan damızlık olamaz.
Damızlık hayvanlar esasen “damızlıkçı işletmeler” de bulunan hayvanlardır.
Damızlıkçı işletmeler ise bu hastalıkların bulunmadığı, düzenli olarak kontrol edilen, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının kontrol altında tutarak kefil olacak kadar güvendiği işletmeler olmalıdır. Böylece damızlık işletmeler, isteyenlere damızlık hayvan satabilirler. Damızlık hayvan alacak olanlar başvuracakları adresi bilirler. Güvenerek damızlık alırlar.
Damızlık işletmeler koruyucu hekimlik ve biyogüvenlik kurallarına uyan, temizlik, dezenfeksiyon, karantina koşullarını tamamen yerine getiren, kesinlikle doğal aşım yaptırmayan, her şeyi kayıt altında olan işletmelerdir.
Bu koşulları tam olarak yerine getirmelerinin bedeli vardır. O yüzden de ayrı bir destekleme modeli uygulanmalı, böylesi işletmelerin çoğalması yönünde teşvikler devreye sokulmalıdır.
Görüldüğü gibi, damızlık hayvan yoktur. Damızlıkçı işletmede yetiştirilmiş hayvan vardır. Damızlıkçı işletmeler en azından “ari işletme” sertifikasına sahip olmalıdırlar. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı da bu yönde özendirici olabilecek destekler ortaya koymalı, damızlıkçıların hayvancılık yapanlar arasında seçkin bir yer edinmeleri sağlanmalıdır.