İnek sütünde süt yağının yükseltilmesi ya da yüksek kalması iki temele bağlıdır. İneğin ırkI ve işkembe (rumen) sağlığı. Aslına bakarsak rumen sağlığı zaten her şeyin başıdır. Sadece süt yağının değil süt veriminin ve genel sağlığın işkembenin doğru çalışmasıyla %100 ilgisi vardır.
Bilindiği gibi sütçü sığır ırkları arasında en yüksek yağ oranı Jersey ırkındadır. ABD’de Jerseyin ardından Brown Swiss ırkı gelir. Avrupa’da ise Jersey birinci sırada, Simmental ikinci, Brown Swiss üçüncü sırada yer alır. ABD’de Simmental ırkı etçi yönde geliştirildiği için sütçü ırklar arasında yer almaz.
Irklar içerisinde de inek ailelerinin süt yağ oranı yüksek olanlar vardır. O yüzden, eğer süt yağının yüksek oranda kalmasına önem veriliyorsa, katalogdan o yönde boğa spermalarının seçilmesi yerinde olur.
İneğin ırkı konusunu bu şekilde ele aldıktan sonra, gelelim süt yağ oranını yükseltmek için dikkat edilmesi gerekenlere;
Asidozu önlemek, yazın sıcak stresini önlemek, ineklere kaliteli kaba yem vermek, ani yem değişikliklerinden sakınmak, küf toksinlerinden (mikotoksin) uzak durmak, yemlere tampon edici maddeler katmak, ineklere her türlü konforu sağlamak, TMR (toplam karışık rasyon) şeklinde besleme yapmak, bunu yaparken de yemi aşırı kıymamak, yem seçmeyi önlemek, yem partiküllerini aşırı küçültmemek, yemlere metiyonin, lizin, niyasin gibi katkılar ilave etmek, dışkı, yemlik ve geviş getirme kontrolü yapmak, yemde palimitik asit bulunmasını sağlamak şarttır.
Bu kadar uzun bir listenin yapılmasının asıl amacı rumen sağlığının temini içindir. Listedekiler yapıldığında sadece çiğ sütün yağ oranı yükselmeyecek, ortaya çıkabilecek başka sorunlar da önlenmiş olacaktır. Örneğin; ayak tırnak sağlığı yönünden büyük öneme sahip olan laminitis önlenecektir. Tabii ki böylece abomasum ülseri, abosumun yer değiştirmesi, karaciğer apseleri, rumenitis gibi sorunların ortaya çıkmaması büyük ölçüde koruyucu hekimlik yapılmış olur.
Yapılması gerekenler listesindeki en önemli konu asidozu önlemektir. Diğerleri ise zaten asidozu önlemek için gerekli olanlardır.
İnekler yaratılış itibarıyla selüloz tüketen ve selülozu sindiren hayvanlardır. Efektif selüloz (aktif lif, etkin lif, işe yarar lif) inek beslemesinin temelini oluşturur. Süt yağını oluşturan uçucu asitlerin en önemlisi olan asetatlar selüloz sindirimi ile yüksek seviyeye ulaşırlar.
Selüloz tüketen ineklerin salyaları bol olur. Salya en önemli tampone edici maddedir. Salya yutulduğunda rumene yüksek miktarda tampon edici madde girer. Salyanın (tükürük) pH derecesi 8.4 civarındadır. Böylece tükürük işkembede asidozu önler.
Ayrıca yemlere tampon edici maddeler de katabiliriz. Örneğin; sodyum bikarbonat yani yemek sodası, sodyum sequikarbonat, potasyum bikarbonat, potasyum karbonat, magnezyum oksit asidozu engelleyici etki yaparlar. Deniz yosunundan elde edilen tampone edici katkıların da yüksek oranda magnezyum oksit içermesi dolayısıyla yararlı olduğu bilinmektedir.
Ayrıca canlı maya (Saccaromyces cereviciae) asidozu engelleyici ve işkembenin yararlı mikroorganizmalarını destekleyici etki gösterir.
Mikotoksinlerden Deoksinivalenol (DON ) ve T-2 toksinlerin işkembe sağlığına olumsuz etkileri vardır . Küflü yemler süt yağı oranını düşürür. Kesinlikle dikkate alınmalı, küflü yemlerden uzak durulmalıdır.
Sıcak stresin süt yağı oranını düşürdüğünü herkes bilir. Yazın süt yağ oranı düşer ve sütü alanlar bu durumdan şikâyet ederler. Yaz aylarında inekleri serinletmek ve yemlerine tampon edici maddeler katmak şarttır.
Konforsuzluk büyük sorunlar yaratır. Aşırı kalabalık ortam, yemlik boyu (mesafesi) yetersizliği, yemlik önünde rekabet, yatak yerlerinin rahat olmaması işkembe üzerinde olumsuz etki yapar. Genel sağlık bozulur ve süt yağ oranı da düşer.
İneklerin günde en az 14 saat yatıp dinlenmeleri ve bu zamanın yarısında ise geviş getirmeleri gerekir. Süt sığırcılığı ile uğraşan çiftlikler bunu sağlamak ve kontrol etmek zorundadır.
TMR araçları yararlıdır. Ancak aşırı karıştırma ve bıçakların yemi çok kıyması bu araçları zararlı hale getirebilir. Yemlerin tükürük salgısını ve işkembe hareketlerini sağlayacak kadar
”diri “olması gerekir. Aşırı inceltilmiş yemler inekler için uygun değildir.
Yemliğin dolu tutulması önemli bir konudur. Yem seçmeyi önlemek asidozu önlemenin bir yoludur. Yemlik dolu tutulmalı ve yemler sık sık ineklerin önlerine itilmelidir.
İnekler yem seçmeye meyillidirler. Yemlerin ince kıyılmış olup olmadığı, ineklerin yem seçip seçmediği gibi konularda Partikül Seperatöründen (Pensilvanya Eleği) yararlanmak yerinde olur.
Merada beslenen inekler için süt yağı oranını düşüren en önemli etken körpe otlardır. Körpe otlar yeterli selülozu sağlayamazlar. Bu yüzden yağ oranı düşer. Zaten süt yağının düşüklüğü lif (selüloz) eksikliğinin önemli bir belirtecidir(indikatör).
İşkembe sağlığı için silajın kalitesine dikkat edilmelidir. Mısırın zamanında kesilmesi, silajın hava almasının önlenmesi, silaj inokulantlarının kullanılması kaliteli silaj için dikkat edilmesi gereken hususlardır.
Sağılmakta olan(laktasyondaki) inekler için en iyi kaba yem, doğru zamanda biçilmiş, yoncadır. Yonca tomurcuk sonunda ve çiçeklenmenin başında biçilmelidir. Geciktikçe işe yarar lif yerine kartlaşmış, lignin oranı yükselmiş yonca elde edilir. NDF ve ADF değerleri yükselmiş yoncadan istenen yarar sağlanamaz. İneğe gerekli olan efektif selülozdur.
Bilim insanları yemlere Palmitik asit katılmasının süt miktarında ve süt yağı oranında artış sağlayacağını ifade etmektedirler. Palmitik asit içeren soya fasulyesi küspesi ya da içeriğinde palmitik asit bulunduran bypass yağların yemlere ilave edilmesi süt yağı oranını yükseltir. Ayrıca palmitik asit toz olarak da yemlere katılabilir.
Özet olarak; çiğ sütte yağ oranının yüksek olması ve yüksek kalması sürü yönetiminin tüm ilkeleriyle, tam olarak uygulanmasına bağlıdır.