Kuşlar doğal yaşamın bir parçasıdır.

Ancak çiftliklerdeki kuşların sayısı ‘’istila’’ boyutuna geldiğinde zarar verici bir hal almaktadır.

Çiftliklerdeki yüksek sayıda kuş işgalinin zararları hastalık taşıyıcı, yem tüketici ve mekanik zararlar olmak üzere üç başlık altında toplanabilir.

İstila edici kuşlar çoğunlukla serçeler (Passer domesticus) ve sığırcık kuşlarıdır (Sturnus vulgaris).

Bazen kırlangıç ve güvercinler de bu listeye katılırlar.

Kuşların hastalık taşıyıcı olarak zararları olduğu bilinmektedir. Bu hastalıklar arasında zoonotik potansiyeli olan yani hayvanlardan insanlara bulaşabilen hastalıklar da vardır.

Kuşlar hastalıkları dışkılarıyla olduğu gibi, mekanik olarak da bulaştırabilirler.

Mekanik bulaşma ayaklarına ve tüylerine bulaşan hastalık yapıcı etkenlerin çiftlikten çiftliğe taşınması ile olur.

Kuşların bulaştırabileceği hastalık etkenlerini sayarsak; E. coli, Salmonella, Camphylobacter, Klamidyalar baş sıraları alırlar. Ek olarak Koksidiyoz, Kriptosporidiosis, Paratüberkülosis etkenlerini de sayabiliriz.

Ülkemizin problemlerinden olan şap hastalığının da mekanik olarak kuşlar tarafından bulaştırılabileceği bilinmektedir.

Kuşlar yem tüketen ve çok sayıda olduklarında bu yönde büyük zararlar verebilen hayvanlardır. Bir sığırcık kuşunun ağırlığı ortalama 90 gramdır.

Sığırcık bir günde canlı ağırlığının yarısı kadar yem tüketebilir.

Kuşların bu yönde verdiği zararı 2 şekilde ele alabiliriz. Kuşların yeme ortak olmaları ve ineklerin iyi beslenmemeleri. Yem kayıpları tane yemlerde ve silajın içindeki tane kısımlarda olmaktadır.

Bu kısımlar yemin yüksek enerjili, nişasta ve yağ içeren kısmı olup, her şeyin doğru yapıldığı bir çiftlikte fark edilmeden rasyonu bozar.

Enerji eksikliği ise verim eksikliği şeklinde ortaya çıkar.

Son olarak kuşların binalarda, barınaklarda yaptıkları tahrip edici etkileri sayabiliriz. Bu etkiler delici ve aşındırıcı olarak barınak ve diğer binalardaki zararlardır.

Tüm zararlar ele alındığında, dünyada kuşlarla mücadele için büyük bir ‘’sanayi’’ ortaya çıkmıştır.

Kuşlarla mücadele amacıyla ağlar, kafes telleri, caydırıcı, korkutucu aletler, patlama sesi çıkaran, alıcı kuşların sesini taklit eden, örneğin; şahin sesi çıkaran bio akustik aletler, parlak, göz alıcı boyalar, elde taşınan veya sabit lazer ışını yayan aletler, yasal kimyasallar kullanılmaktadır.

Hatta bazı çiftlikler şahinin bizzat kendisini çiftliklerde bulundurarak kuşları caydırmayı denerler.

Ancak; kuşlar ‘’kuşbeyinli’’ değildirler. Alınan önlemleri bir süre sonra kanıksarlar. Öğrenirler. Önlem etkisiz kalır.

Kuşlarla mücadelede en etkin ve fiyat olarak en uygun yöntemin tünemeyi, yuva yapmayı, dinlenmeyi ve gizlenmeyi önleyici önlemler olduğu belirtilmektedir.

Kuşlar etrafında çokça ağaç olan yerlerde tüneme, gizlenme, dinlenme için kendilerine uygun alan bulurlar. Birçok işletme barınaklarını ağlar veya kafes telleri ile kaplarken, çevredeki ağaçları da ağlarla kaplayarak önlem almayı deniyorlar. Tünemeyi önleyici olarak en çok kullanılan kirpi yapısında teller veya polikarbonat çubuklardır.

Polikarbonat ince çubukların dik şekilde kirpi gibi konularak kuşların tünemesinin, barınağa konmasının önüne geçilmesi basit ama etkin bir yöntemdir.

Kuşlar ile mücadele kolay değildir. Başarı elde etmek her zaman mümkün olmaz. O yüzden çok çeşitli mücadele yöntemi denenmiş ve pazara sunulmuştur. Alışma, kanıksama ve öğrenme becerilerine karşı en iyi yöntemin fiziksel önlemler olduğu bildirilmektedir.