Ege Vet Genel Müdürü Tahir S.YAVUZ’ un 15-26 Nisan 2006 tarihlerinde Avustralya’nın Sydney ve Melbourne şehirleri çevresinde yaptığı seyahatin izlenimleri aşağıda sunulmuştur.
Avustralya’da ilk izlenimimiz ” barınaksız hayvancılık” yapıldığını görmek olmuştur. İnekler çayırda otluyor. Sabah ve akşam sağılıyorlar. Çayırla sağımhane arasında her gün 1-1,5 km yol katediyorlar. İnekler genetik açıdan gayet yüksek özelliklere sahip. Sperma seçiminde iki ana unsura çok dikkat ediyorlar. İnekler her gün yürüdükleri için ayak-bacak indeksine, prim sistemi sütün komponentlerine göre düzenlendiğinden komponent indekslerine özel önem veriliyor. Sütün yağı, proteini, kuru maddesi prime esas olduğundan bazı ticari işletmeler Holstein ineklerin yanı sıra Brown Swiss veya Jersey bulundurarak bu konuda hem prim almayı, hem de ceza almamayı garanti ediyorlar. Suni tohumlamayı hemen hemen her işletme kendisi uyguluyor. Bu konuda bir devlet desteği yok. Biri çiftçi kooperatifinin, diğeri özel bir firmanın olmak üzere iki adet sperma üretim merkezleri var. Ancak sperma kullanımının çoğunu ABD ve Kanada’dan ithal edilenler oluşturuyor. Genç boğalar progeny teste tabi tutuluyor. Bunu yapan bağımsız bir kuruluş var (Avustralya Dairy Herd Improvement Team).
Bu kuruluş süt verimi yönünden inceleme yapıyor. Tip konusunda Holstein Birliği yetkili. Progeny test için boğanın en az 10 sürüde 25 adet kızı inceleniyor. Ancak 20 sürüde 50 kızın incelemesinden sonra daha güvenilir sonuçlar alınacağı belirtiliyor. Ülke olarak yılda dört kez boğa özetleri (sire proof) yayınlanıyor.
Suni tohumlama oranı % 70 civarında, ayrıca bazı çiftlikler kalitesini bildikleri boğaları doğal aşımda kullanıyorlar. Ülkede şap hastalığı, tüberküloz ve bruselloz yok. Tüberküloz ve Bruselloz yirmi yıl önce eradike edilmiş.
Avustralya’da 2 milyon adet süt sığırı var. Bunların 1.7 milyon adedi Holstein, geri kalanı Jersey ve Brown Swiss. Holstein’lerde süt verimi 7.500 kg ile 11.500 kg arasında değişiyor. Bu geniş aralık sadece çayırda beslemekten ya da ilave olarak kesif yem vermekten ortaya çıkıyor. Süt fiyatı bizim paramızla 30 Ykr civarında. Prime göre 28 Ykr ? 34 Ykr arasında değişiyor. Bazı üreticiler ilave kesif yem vermenin, süt fiyatlarının bu seviyesinde, kârlı bir iş olmayacağını düşünüyorlar.
Avustralya’da toplam 33 milyon baş sığır olduğu ifade ediliyor. İki milyon süt sığırı dışındakiler etçi ırklar ve yerli ırklardan oluşuyor. Etçi ırkların en başında Angus geliyor. Onu takiben Hereford, Şarole, Red Angus, Murray Grey, Brahman, Senepol, Limousin ırkları geliyor. Simmental ırkı da Avustralya da ABD’de olduğu gibi etçi ırklardan sayılıyor. Etçi ırklar da çayırlarda besleniyorlar. Genellikle ilk 7 ayı anneleriyle birlikte ve annelerini emerek geçiren buzağılar, daha sonra son besi yapanlara satılıyorlar. En çok kullanılan aşılar ise yanıkara ve leptospirosis aşıları. Bir çok işletme ” kullanma melezlemesi” yapıyor.
En çok gördüğümüz melezler Angus x Hereford melezleriydi. Et üretiminin en büyük pazarı ABD ve Japonya. En çok parayı Japonya ödüyor. Fakat marbling (mermerleşme) yönünden çok özel etler istiyorlar.
Hayvan besleme çayır’a dayalı olmakla birlikte kurak geçen dönemlerde önceden hazırlanan kuru otlar veya ot silajlarıyla destek veriliyor. En soğuk aylarda bile (Temmuz – Ağustos) sıcaklık –10°C, -2°C oluyor ve sadece birkaç gün sürüyor. Sütçü sürü büyüklükleri ortalama 300 baş sağmaldan oluşuyor.
Etçi sığır yetiştiricileriyle görüşmemizde 1 Acre araziden yılda 1 ton et elde etmeyi planladıklarını öğrendik. Fransız şarolelerinde güç doğum çok olduğunu, dominant Red (kırmızı) geni ile elde edilen kırmızı şarole’lerin ise güç doğum yaratmadığını ifade ediyorlar. Angus ırkının ise kesinlikle güç doğuma sebep vermeyecek bir ırk olduğunu, besi performansı, hızlı büyüme, sakin mizaç, yüksek yemden yararlanma oranı dolayısıyla çok tercih edildiğini söylüyorlar.
Besi için yetiştirilenler, damızlık dışı, erkekler kastre edilerek besleniyorlar. İngiliz ırklarının etlerinin yumuşak, Fransız ırklarının etlerinin daha sert olduğu, İngiliz ve Fransız ırkı ticari melezlemelerin çok iyi ağırlık artışı sağladıkları belirtiliyor. Heterozigot kullanma melezlemelerinin ( Hibrid Vigor) hızlı büyümeleri, buzağıların çok dayanıklı olması yönünden tercih edildiğini, Şarole x Angus melezlerinin sıcağa, soğuğa her türlü stres koşuluna dayanıklı olduğunu vurguluyorlar. Keneye ve sıcağa dayanıklı olması bakımından da Senepol ve Brahman ırkları bazı bölgelerde özellikle tercih ediliyor.
Ülke nüfusu 20 milyon. Toplam süt miktarı 6 milyar litre. Sütün bir bölümü çoğunlukla peynir olarak Japonya’ya, Güneydoğu Asya ülkelerine ve Ortadoğu’ya ihraç ediliyor. Çiftliklerde somatik hücre 180.000’in altında, toplam bakteri 10 binin altında tutuluyor. Sütü üreten mutlaka bir süt fabrikasına satmak zorunda.
Avustralya’da Saanen, Boer keçilerinin üretimi de bilimsel verilerle yapılıyor. Bu ülkede toplam 120 milyon koyun-keçi var. Bu sayı 130 milyon’dan kuraklık sebebiyle 120 milyon’a düşmüş. Avustralya’dan sığır, koyun ? keçi , ithal etmek mümkün. Koyun ırklarının büyük çoğunluğu Merinos. Ayrıca, Border Leichester ırkı etçi koyunları da var.
İthalat konusunda yolun uzunluğu dikkat çekiyor. Ancak; gemilerin konforu ve eğitimli elemanlar ile buna çözüm bulunacağı ifade ediliyor. Geminin Türkiye’ye 30 günde geleceğini belirtiyorlar.