Genç erkek sığırların büyüme dönemlerinde, uygun yemlerle, en kısa sürede ekonomik canlı ağırlıklarına ulaştırılmalarına BESİ denir.
Bu tanımdan giderek besiciliğin önemli noktalarına değinebiliriz. En başta genç erkek sığırların iyi besi tutacağı bilinmelidir. Doğu bölgelerimizden satın alınan iki-iki buçuk yaşlarındaki erkek danalar kısa sürede besi alırlar ve kazançlı olabilirler. Bu tip besi şekli yukarıdaki tanıma tam olarak uymaz. Buna “telafi edici ağırlık artışı” adı verilir. Gerçek anlamda besi, büyümenin yemle kamçılanmasıdır.
Uygun yemlerden söz ederken protein, enerji, vitamin, mineral, kaba ve kesif yem, su ve kuru madde açısından uygun rasyonlar kastedilmektedir. Besi danalarının canlı ağırlık artışları beslenmelerine bağlı olacağı gibi, ırklarına da bağlıdır. Etçi ırk sığırların erkek danaları daha hızlı canlı ağırlık artışı sağlarlar. Hereford, Şarole, Angus,Limousin, Belçika mavisi gibi ırkların yemden yararlanma oranı yüksektir. Aynı zamanda, kesim sonrası, kıymetli et dediğimiz kontrfile, bonfile, antrikot, nuar, sokum, yumurta v.b. kısımları da daha büyüktür. Ülkemizde bu ırkların danaları henüz çok az olduğundan besicilikte Holstein, Brown Swiss gibi sütçü sığırlar; Simmental gibi kombine ırkların erkek danalar , melezler ve Doğu Anadolu bölgemizdeki sığırlar kullanılmaktadır. Doğu Anadolu sığırları üç aylık kısa dönem besilere uygundur. Ancak, gerçek anlamda, altı aylık uzun dönem besicilik için Holstein, Brown Swiss, Simmental ve bunların melezlerini tercih etmek yerinde olur. Irklara göre besi sonunda ulaşılacak canlı ağırlık değişir.
Kültür ırklarında en uygun kesime gitme canlı ağırlığı 550 kg, en fazla 600 kg’dır. Bu ırkların erkek danaları daha uzun süre beslenirlerse ağırlık artışı sağlayabilirler. Fakat, kazandıkları artış yedikleri yemle kıyas edildiğinde ekonomik olmaz. Yani daha çok yedikleri halde aynı ağırlık artışını sürdürürler. Çünkü her hayvan canlı ağırlığına orantılı biçimde yem tüketir.
Açıkta serbest sistem besicilik ülkemizin çok yağış alan Doğu Karadeniz bölgesi dışında kesinlikle tavsiye edilebilecek bir yöntemdir. Açık Serbest Sistemde danalar daha hızlı artış sağlarlar, daha sağlıklı olurlar, kesim sonrası tercih edilen yağsız et elde edilir. İlk defa yapılacak besi yerleri için sabit yatırım tutarı çok düşüktür. Açıkta besicilik için akla her zaman soğuktan dolayı zararlar gelse de, soğuktan değil, sıcaktan korkmak gerekir.
Soğukla veya aşırı rüzgarla ilgili olarak aşağıdan yukarıya doğru kullanılan perde sistemleriyle geçici önlemler almak mümkündür. Sıcak, sığırların iştahını kesen ve ağırlık artışını azaltan en önemli etkendir. Sıcak günlerde danaların korunabilmesi için bir gölgelik yapılması, üzerlerine su püskürtülmesi yerinde olur. Kapalı ahırlar canlı ağırlık artışını azaltacağı gibi solunum yolu enfeksiyonlarının artmasına sebep olabilir.
Açıkta serbest sistemin en önemli özelliklerinden biri yem ve suyun serbest tüketime sunulmasıdır. Danaların önünde daima yem bulunmalı, suluklar şamandıralı olmalıdır. Her bir bölmeye konulacak hayvan grupları mümkün olduğu kadar bir seferde oluşturulmalı, gruplar arasında değişiklikler yapılmamalı, mutlaka yapılması gerekiyorsa gece yapılmalıdır. Gruplar birbirine yakın cüssedeki danalardan oluşturulmalı, çok küçüklerle, çok iriler aynı padoğa konulmamalıdır.
Sundurmalı açık sistem besi yerlerinde hayvan başına 10 – 20 m2 net alan düşünülmeli, grupları oluşturabilme açısından, danalar yirmişerlik gruplar halinde konulmalıdır. Eğer hayvan başına 20 m2 alan tahsis edilirse gübre temizliği yağış durumuna göre dönem sonunda yapılabilir. Şayet 10 m2 alan tahsis edilirse gübre temizliğini dönem içersinde birkaç kez yapmak gerekli olabilir. Yeterli alan varsa hayvan başına 20 m2 ayrılması tavsiye edilir.
Besi yerleri sadece hayvanların konuldukları padoklardan ibaret değildir. İndirme – bindirme padokları, aşılama ve ilaçlama için sıkıştırma boksları planlanmalıdır. Kayıt sistemine, özellikle giriş – çıkış ağırlıklarına ve tarihlerine önem verilmelidir.
Açık serbest sistemde yemlik üzerine bir sundurma konulabilir. Sundurma her iki tarafa eğilimli olursa çatının hayvanlara doğru olan eğimine bir oluk sistemi konulması gerekir. Ancak dışa doğru tek eğim özellikle tavsiye edilir. ABD’deki büyük besi yerlerinde yemlik üzerinde de sundurma yoktur.
Yemliklere bir boyun demiri veya bir çelik halat konulması gerekir. Çelik halatlar gerildiğinde yüksekliği ayarlı şekilde yapılabilir. Danalar küçükken daha alçak, danalar büyüdükçe biraz daha yüksek şekilde germek mümkündür.
Açık besi yerlerinin ortalarına küçük tepecikler yapılırsa çok yağışlı havalarda danalar bu yükseltileri kullanırlar. Çevre çitleri demir borulardan, tahta kalaslardan yapılabileceği gibi daha ince materyelden de yapılabilir. Böyle durumlarda elektrikli çitler kullanılmasında fayda vardır.
Suluklar mutlaka şamandıralı olmalıdır. Kışın donmadan, yazın ısınmadan korumak için çift cidarlı suluklar tercih edilebilir. Bir suluk her iki bölmenin ortak kullanımına sunulabilir.
Açık sistem barınaklarda hiçbir şekilde duvar yapılmamalıdır. Ancak; hakim ve şiddetli rüzgarlardan korunmak isteniyorsa perde gerilebilir. Perde tamamen geçici bir önlem olup, gerekmedikçe kullanılmaz. Kalıcı duvarlar örmekten kaçınılmalıdır.
Besi Danalarının Yem Formülasyonları Hakkında Önemli Bilgiler:
1-Besi danaları arpa-buğday-mısır gibi taneli yemlerden tükettikleri zaman canlı ağırlık artışı sağlarlar. Taneli yemler daima iri kırılmış veya ezilmiş olmalı, kesinlikle un haline getirilmemelidir.
2-Rasyonda kaba yem, kesif yem, protein-enerji dengeleri çok önemlidir. Asidoz yapmayacak kadar kaba yem (yonca, saman) verilmeli, ancak kaba-kesif yem oranı
% 15 – % 85 gibi tutulmalıdır.
3-Su ve yem tamamen serbest olmalıdır.
4-Hayvanların yem tüketimi canlı ağırlıklarına orantılıdır.
5-Yem değişikliklerinde ve ilk defa besiye başlandığında mutlaka 10-15 günlük alıştırma periyodu geçirilmelidir.
6-Yem formülasyonlarında posaların %10 civarında kuru madde ihtiva ettikleri akılda tutulmalıdır. Silajlar ise kesim dönemine bağlı olarak % 30 civarında kuru madde içerirler. Zaten bunun altında kuru madde içeriği olan silajlar “Kaliteli silaj” değildirler.
Bazı Örnek Rasyonlar:
Örnek rasyonlar olmakla beraber koşullara bağlı olarak, yem ham maddelerinin fiyatlarına ya da bulunabilirliklerine bağlı olarak rasyonlar değişebilir. Ancak; başlanan formülasyonun besi dönemi boyunca değiştirilmemesi işkembe fonksiyonları ve dolayısıyla besinin iyi sonuç vermesi bakımından çok önemlidir.
HAYVAN SAĞLIĞI AÇISINDAN BESİYE NASIL BAŞLIYALIM?
1-Yoldan gelmiş, yol yorgunluğu, açlık, susuzluk, rasyon değişikliği, vitamin mineral noksanlığı, iklim değişikliği gibi stres faktörlerine maruz kalmış danalara çiftliğe kabulde mutlaka uzun etkili bir antibiyotik uygulanmalıdır. (Tetraoxyphen L.A) Sayılan stres faktörleri göz önüne alınarak danalara antistres etkili yem katkıları verilmelidir.
2-Besi yerine gelen danalara iç parazitlere karşı kombine bir parazit ilacı uygulanmalıdır.
3-Ayrıca tüm danalar için dış parazit ilaçlaması yapılmalıdır. (Paramectin) (Alfamec)
4-İlk gelişte bir kereye mahsus olmak üzere bir ADE vitamin kombinasyonu enjekte edilebilir. Daha sonraki vitamin gereksinimleri, yeme katmak suretiyle karşılanabilir.
5-Aşı uygulamaları: Şap aşısı mutlaka uygulanmalıdır. Bunun dışında şarbon ve yanıkara gibi hastalıkların aşıları da şayet bölgede son yıllarda bu problemler görüldüyse kesinlikle yapılmalıdır. Ayrıca solunum sistemi enfeksiyonlarına karşı Karma aşıları ve pasteurella aşılarını; diğer yandan, uygun görülen Clostridyum aşılarınıuygulamak yararlı olabilir. Besinin yapıldığı yer ya da danaların temin edildiği yerler açısından “Leptospirosis” şüphesi varsa Leptospiroz aşısı yapılması gerekir. (Lepto 5)
6-Şap ve diğer bulaşıcı hastalıkların önlenmesi amacı ile temizlik ve dezenfeksiyon işlemlerine dikkat edilmelidir.
BESİCİLİKTE GÖRÜLEN ÖNEMLİ HASTALIKLAR NELERDİR ?
A.Şap:
Çok bilinen ve yaygın bir hastalıktır. Ağız ve ayaklarda yaralarla kendini gösterir. Büyük ekonomik kayıplara sebep olur. Düzenli aşılama yapmak, temizlik ve dezenfeksiyona dikkat etmek, besi yerine yeni gelen hayvanları diğerlerinden uzak bir yerde en az 10 gün karantinaya almak hastalıktan korunmayı sağlayabilir. Hastalığın görüldüğü hallerde en yakın veteriner örgütüne haber vermek, başka enfeksiyonların bulaşmasını önlemek için uzun etkili bir antibiyotik kullanmak gerekir.
B.Solunum Sistemi Hastalıkları:
Solunum sistemi hastalıkları stres faktörleri, virüsler ve çeşitli bakterilerin birlikte oluşturdukları, ekonomik kayıplara sebep olan problemlerdir. Stres faktörleri olarak nakliye, dengesiz rasyon, kötü barınak koşulları, ani iklim değişiklikleri sayılabilir. Stres faktörlerinin önlenmesi, aşısı olan virüslere karşı aşılama yapmak, pasteurella aşıları uygulamak önlem olabilir. Hastalık görüldüğü takdirde uygun antibiyotik tedavisi yapılmalı ve koşullar düzeltilmelidir.
C.Karın Şişkinliği ve Mide Ekşimesi:
Ani ve hızlı kesif yem alımı ile oluşan işkembe ekşimeleri rasyona belli bir alıştırma devresinden sonra geçilmesi ile önlenebilir. Kaba ve kesif yem oranının iyi ayarlanması yeme bazı katkı maddelerinin katılması, şişkinlik halinde uygun ilaçların kullanılması gerekir.
Çok ince öğütülmüş yemlerden ve taze baklagil otlarından köpüklü işkembe şişkinliğini önlemek açısından sakınmak lazımdır.
D.Topallıklar:
Yükleme, indirme – bindirme esnasında danaların çeşitli darbelere maruz kalması topallıklara sebep olabilir. Taşıma araçlarına gereğinden fazla dana yüklememek, yükleme ve indirme esnasında dikkatli davranmak bu tip problemleri önleyebilir.
Ayak çürüğü ise iyi drene edilmemiş besi yerlerinde görülen, topallıklara sebep olan, önlenmesi daha zor bir hastalıktır. Uzun süren subklinik asidoz vakaları besi döneminin ikinci yarısında topallıklara sebep olabilir. Başlıca dikkat edilmesi gereken husus yemin kaba ve kesif kısımlarının dengeli olmasıdır. Yeme, iyotlu ve çinkolu bileşiklerin katılması; ayakların temiz tutulması için besi yeri tabanının iyi drene edilmesi önlem olabilir. Hastalık görüldüğü takdirde uzun etkili antibiyotikler, göz taşı veya formollü ayak banyoları tedavide etkili olur.
E.İdrar Taşları:
Su tüketimi azlığı, yemdeki kalsiyum – fosfor dengesizliği, vitamin A yetersizliği danalarda idrar taşlarına sebep olabilir. İdrar taşı problemi olduğu zaman yem ve su analizleri yapmak gerekir. Şamandıralı suluklar ile serbest sulama yapmak, yemdeki kalsiyum- fosfor dengesini ayarlamak, rasyona sodyum klorür ( tuz), amonyum klorür katmak idrar taşlarını önler.
F.Yaralanmalar:
Padokların aşırı kalabalık olması, uygun yemlik mesafesi olmaması, padoklara yeni hayvan konulması gibi durumlarda danaların birbirini yaralaması söz konusu olabilir. Birbirine alışmış dana gruplarına dışarıdan yeni hayvan katmamak, hayvan başına 10 metrekare veya daha fazla alan ayırmak, yemliği gün boyunca dolu tutmak, besi yerine sık sık insan girmesini önlemek yaralanma olaylarını engeller.
G.Küflü Gıda Zehirlenmeleri:
Yüksek nemli dane yemlerin stoklanması sonucu küflenmesi ve bunların yeme konulması besi danalarında zehirlenmelere veya yemden yaralanma oranının düşmesine sebep olur. Yeme sodyumbikarbonat ve mermer tozu katılmış olması hafif olaylarda kendiliğinden problemi çözer. Yüksek nemli dane yemleri stoklamamak, eğer stoklamak gerekiyorsa % 5’lik propionik asit ile işleme tabi tuttuktan sonra depolamak, küflü olduğu fark edilen yemleri danalara vermemek yerinde olur.
H.Ani Ölümler:
Hiçbir belirti görülmeksizin danaların ani ölümü halinde Clostridyum ve Hemofilus somnus enfeksiyonları şüphesiyle laboratuvar tahlili yaptırmak, şayet bunlardan biri saptandıysa uygun aşılar kullanmak gerekir. En uygunu bu aşıların ” besi başlatma programına” alınmasıdır.
I.Üre Zehirlenmeleri:
Dana besisinde üreli rasyon kullanılması halinde ürenin yanlışlıkla fazla katılması, yeme homojen karıştırılmaması, rasyonda uygun enerji kaynaklarının bulunmaması durumlarında üre zehirlenmeleri oluşabilir. Üreli rasyon kullanıldığında danaların alıştırma periyodu geçirmeleri sağlanmalı, ürenin katılması ve karıştırılması sırasında dikkatli olunmalıdır. Rasyon formüle edilirken uygun enerji maddelerinin bulunmasına, özellikle melas kullanılmasına önem verilmelidir.