Süt sığırcılığı ile uğraşanlar aslında nelerle uğraşırlar?
İlk başta bunun yanıtı; ineklere uygun miktar ve kalitede yemler verip, sütünü iyi fiyatla satabilmektir. Ama işin içindekiler bilirler ki; uğraşılacak birçok konu vardır.
Süt sığırcılığı işletmelerinde olmasını hiç istemediğimiz, fakat zaman zaman başa gelen birçok problem söz konusudur.
Örneğin; ülkemizin büyük sorunlarından şap hastalığı, tüberküloz ve bruselloz gibi sürü hastalıkları bize zor günler yaşatabilir.
Başka birçok sorunla karşılaşırız. Bazı örnekler verelim; buzağılar ölebilir, ayak hastalıkları, topallıklar, yavru atmalar söz konusu olabilir. İnekler döl tutmaz. Buzağılar öksürür. İneklerin memeleri yangılanır.
Bazı doğumlar güç olur.
Doğum sonrası süt humması, ketosis, midenin kayarak yer değiştirmesi görülebilir. İç ve dış parazitler sorun oluşturabilir. Ani ölümler, karın şişkinlikleri, iştah kesilmesi, sarılık, kan işeme, başta ve vücutta kellik, buzağılarda göbek ve eklem iltihapları ya da ishaller işletmenin başına dert olabilir. Göz hastalıkları, yaralanmalar, alerjiler, zehirlenmeler, böcek sokmaları ve akla gelen – gelmeyen birçok soru karşımıza çıkabilir.
Bazen sütü satın alanlar sütün kalitesini beğenmezler. Yağ, protein azlığı ya da somatik hücre sayısının yüksekliği gibi sebepler öne sürülebilir.
Özet olarak; süt sığırcılığı çiftlikleri yemleri kaça ve nereden temin edeceklerini, sütü nereye ve hangi fiyat üzerinden satabileceklerini düşünürken, diğer yandan da yukarıda saydığımız sorunlarla boğuşmak zorunda kalırlar. İncelersek; bunların hiçbiri sorunun gerçek sebepleri değil, sadece sonuçlarıdır. Hepsinin arkasında başka konular gizlidir. Yetiştirici, hayvan sahibi sonuçları gördüğünde çoğunlukla arkada gizlenen asıl sebep ihmal edilmiş ve iş işten geçmiş olmaktadır.
Süt sığırcılığı işletmeleri üç temel işlevi yerine getirmek için çaba gösterirlerse sürdürülebilir hayvancılık yapabilirler. Bu üç temel konu şunlardır; doğan buzağıyı öldürme, süt verimini en üst seviyede tut, ineğin tekrar gebe olmasını sağla.
İşte, bunların arkasında da çok büyük bir bilim vardır. Süt sığırcılığı bilgi ve bilime dayanarak yapılmalı, besleme, koruyucu hekimlik ve genel olarak sürü yönetimi ilkeleri bilimin öngördüğü şekilde uygulanmalıdır.
Yukarıda sayılanlardan bazılarıyla uğraşan işletmeler yanlış, eksik ve ihmalleri olduğunu düşünmeli, arkadaki gerçek suçluyu arama yoluna gitmelidirler.