Sığırcılık sektörünün en büyük problemi olarak karşımıza çıkan sütün ucuz, yemin pahalı olması konusunda sektörün devletten birçok beklentisi vardır. Çiğ süt iyi fiyata satılırken bile süt üreten çiftçiler bir korku içerisindedirler. ” Bugünlerde fiyat fena değil, ama bakalım ne zaman düşecek? ” Süt sığırcılığı işiyle uğraşanların zihnini sürekli meşgul eden bu korku, ne yazık ki, her yıl korkulduğu gibi başa gelir. Yatırımcıların, bu işle meşgul olanların sıklıkla hayal kırıklığına uğramamaları için devletin kalıcı ve etkili düzenlemeler yapması başlıca koşuldur. Devlet her zaman az veya çok, etkili veya etkisiz, sektöre mutlaka para harcamaktadır. Devletin sektöre para vermediği söylenemez. Daha çok verse daha iyi olmaz mı? Doğal olarak sektöre giren para herkese yarar sağlayacaktır.
Sığırcılık sektöründe veya daha geniş bir bakış açısıyla hayvancılık, hatta tarım sektöründe herkesin gözü devlettedir. Devletin öngörüp desteklemediği hiçbir şey kendiliğinden yeşermez. Devlet neleri öngörmeli, neleri desteklemeli ve nasıl desteklemelidir? Devletten neler istemeliyiz? Neler beklemeliyiz?
Süt sığırcılığı bir yatırım sektörü olduğu gibi, aynı zamanda bir geçim vasıtasıdır. Büyük ölçekli çiftliklerin sayısı son zamanlarda artsa bile, halen ülkemiz küçük ölçekli işletmelerle doludur. Süt ve besicilik sektörü ise birbirine aşırı derecede bağımlıdır. Süt üretimi yapanlar sütlerini bir şekilde, iyi fiyata ve her gün satmak isterler. Bazı üreticilerin bu işten çıkmaları, belki, et üretimi işine geçmeleri, diğer kalanların ise sütü daha iyi fiyata satabilmeleri mümkündür. Et işine geçenler ise besicilik işletmelerine hammadde sağlayan bir konumda olabilirler. Bunu için melezleme, özellikle etçi ırklarla melezleme, yaparak besiye uygun dana tedarikçisi olacak şekilde organize edilebilirler. Devletin bunu öngörerek desteklemesi koşuluyla bu konu hem sosyal yönden, hem de et üretimi yönünden yararlı olacaktır. Besi işletmesi sahibi tedarikçisini, tedarikçi ise danasını satabileceği besi işletmesini bilecek, işbirliği halinde üretim sürüp gidecektir. Mademki süt ucuz et pahalı, mademki süt açığı yok, et açığı çok, bu yöntemin uygulanması için hazır bir zemin vardır.
Herkes malını överek satar. Övülmeyen, yararları öne çıkarılmayan ürünlerin satışı az olur. İçerisinde tüketici temsilcilerinin de olduğu, önceden listelenmiş gelirleri olan bir ” Süt Tanıtım Grubu” kurulmalıdır. Önceden listelenmiş gelirlerin olması başlıca koşuldur. Elde edilen gelirle süt tanıtılmalı, vitamin, kalsiyum, protein içeriği, hamilelere, yaşlılara, çocuklara, hastalara olan yararları öne çıkarılarak övülmelidir. Sütün gerçek sahibi aslında sütü üreten çiftçi veya işletmecidir. Sütü sağanların devletten ” gelirleri belirlenmiş bir Süt Tanıtım Grubu” kurulması için gerekli kanun, yönetmelik, mevzuat desteğini istemeleri gerekir.
Yemlerin pahalılığına sebep olan etkenler vardır. Hammaddelerin yurtiçinde veya yurtdışında fiyatlarının artması, döviz kurları gibi sebeplerle yem fiyatları yükselir. Süt üreticisi çiftçiler her zaman bu fiyatlar altında ezilirler. Devlet; borsa, tahıl fiyatları ve ithalat ilişkilerini düzenleyerek müdahale etmesi gereken zamanlarda, yem fiyatı artışlarının önüne geçebilmek için devreye girebilir.
Süt, yem, et ve akla gelen diğer desteklemelerde devletin nerede müdahale edeceği, devletin rolü, müdahale etmekten ne zaman vazgeçeceği, müdahale gerektiren koşullar önceden belirlenerek, bildirilmeli, böylesi programlar en az 5 yıllık olmalıdır. Sütü sağan, süt sığırcılığı ile uğraşan üreticiler önünü görememekten yakınmaktadırlar.
Devlet aydınlatıcı, yol gösterici ve düzenleyici rolünü en çok burada oynamak zorundadır.
Süt üretimi sektörü piyasalardan, ithalat rejiminden, iç ve dış piyasalardaki ani değişimlerden ve doğa koşullarından çok etkilenen bir sektördür. Devletin her türlü desteğine kesinlikle ihtiyacı olan süt sığırcılığı sektörü için desteklerin ” erken reaksiyon” ile veya reaksiyona gerek duyulmadan ” kendiliğinden” devreye sokulması gerekir. Devletin “bu koşullar olursa, bunu yaparım, şöyle koşullar oluştuğu zaman müdahaleci olurum” şeklinde ilgili sektörü önceden bilgilendirmesi ve gerektiğinde derhal reaksiyon vermesi şarttır.
Sütte ürün çeşitlemesi için, aynı zamanda et sektörü için, hatta sosyal amaçlar için keçiciliğin özellikle Saanen ırkı keçiciliğin desteklenmesinde yarar vardır.
Süt ve sütlü ürünler çeşitlenirse alternatifler, buna bağlı olarak da yeni çıkış yolları ortaya çıkacaktır.
Devletten beklenenler dışında süt sığırcılığı işiyle uğraşanların kendilerini koruma yöntemleri konusunda eğitilmeleri ve desteklenmeleri gerekir. İşletmede verimliliğinin arttırılması, kayıpların önlenmesi için eğitimler verilmelidir. Belki de işin en zor kısmı budur. Ancak; yapılmalıdır. Her işte olduğu gibi bu işte de verimlilik önem taşır. Buzağı, süt ve döl kayıpları nasıl azaltılır? Yem maliyeti nasıl aşağı çekilir? Buna karşın en yüksek verimlilik nasıl sağlanır? Bütün bunlar süt sığırcılığı kamuoyuyla her düzeyde tartışılmalıdır. Diğer yandan küçük işletmelerin kooperatifleşmesi özendirilmeli, büyüklerin yanında ezilmeleri önlenmelidir.