Doğum yapan ineğin ilk kızgınlığını görmek en önemli bulgudur. Takiben ikinci kızgınlığını da görmek ve kaydetmek gerekir. Her şey yolundaysa üçüncü kızgınlık görüldüğünde ineğin tohumlanması uygundur.
İnek kızgınlık belirtileri gösterir. Bu belirtiler iyi takip edilmelidir. Birçok kızgınlık belirtisinin içinde en önemlisi “durma”dır. Başka ineklerin üstüne atlamasına izin veren inek tam anlamıyla kızgınlıktadır.
Kızgınlıktaki inek yumurta yoluna (oviduct) bir yumurta bırakır. Bu orada tohumlama yapıldıysa yumurta yoluna ulaşan birçok spermden biri yumurtayı döller. Döllenmiş yumurta (zigot) yumurta yolunda, rahime doğru yuvarlanarak, ilerlerken bölünmeler başlar. Bu bölünmeler döneminde çeşitli safhalardan (morula, blastula, gastrula) geçen zigot 7’nci günde rahime (uterus) ulaşır. Zigot bölünmeler sonucunda embriyo haline gelmiştir.
Embriyo uterus (rahim) tarafından kabul edilirse, rahim gebeliğe uygunsa yuvalanma (nidasyon) oluşur ve gebelik meydana gelir. Tohumlanan ineğin ilk haftası böyle geçer.
Basitçe, özet olarak bu şekilde anlatılan ilk haftada bazen sorunlar çıkmakta ve gebelik meydana gelememektedir. Böyle durumlarda tohumladığımız ve gebe olmasını istediğimiz inek gebe kalmaz. Biz dışarıdan yumurta yolunda olup biteni görmediğimiz için umutla bekleriz. Fakat inek gebe kalamamıştır.
Şimdi gelelim engellere. Eğer inek doğum yaptıktan ve süt vermeye başladıktan sonra hızlı bir zayıflama ile karşı karşıya kalırsa kızgınlık göstermez. Kızgınlık gösterecek enerjiyi kendinde bulduğunda kızgınlık gösterir ve tohumlama yapılır. Ancak, yeterli enerjisi olmayan ineğin yumurtalığında (ovarium) oluşan yumurta (ovum) yumurta yoluna (oviduct) atılamaz. Çünkü enerji eksikliği IGF1 eksikliğine, IGF1 eksikliği LH hormonu eksikliğine yol açar. LH hormonu eksikliği de olgunlaşmış follikülün yumurta yoluna atılmasını önler.
Tohumlamadan sonra yumurta yoluna ulaşan spermler dölleyecek yumurta bulamaz.
İkinci engel yumurtanın cılız (güçsüz) olmasıdır. Bir takım noksanlıklarla cılız şekilde oluşan, ama yine de yumurta yoluna düşen yumurtayı (ovum) sperm döllese bile zayıf yapılı zigot 7 günlük yola dayanamaz veya bölünme safhasını tamamlayamaz. Uterusa (rahime) ulaşamadan ölür.
Üçüncü engel geç kalınmış tohumlamadır. Yumurtanın yumurta yoluna düşmesinden sonra, en iyi koşullarda, ömrü 6 saattir. Halbuki spermanın ömrü 4 kat daha fazladır. Yani 24 saattir. Ayrıca spermanın sayısı milyonlarcadır. Sonunda bir tek sperm döllenmeyi sağlasa bile yumurtanın yanına 30-40 sperm ulaşabilir.
Geç tohumlama olduğunda yumurta döllense bile, artık yaşlanmıştır. Yaşlı bir yumurtadan oluşan zigot bölünme safhasında 7 günlük yola dayanamaz ve ölür.
Dördüncü engel “tanışma” ile ilgilidir. Zigot oluşmuş, bölünme safhalarını geçirmiş, 7 günlük yola dayanmış fakat, bu arada enerjisi de tükenmiş ise, rahim ile tanışma esnasında gereken İnterferon TAU düzeyi düşük kalmıştır. Uterus yeterli enerjiyi ve dolayısıyla İnterferon TAU düzeyini algılayamadığı embriyoyu kabul etmez. Bir benzetme yaparsak “tanışma” olmaz. Böylece cılız, yorgun embriyo kendine yuvalanacak bir yer bulamaz.
Beşinci engel uterusun yeterince hazır olmamasıdır. Uterus yangılı ise (metritis) embriyoyu kabul edip, yuvalanmasına izin verecek halde değildir. Nidasyon sağlayamayan (yuvalanamayan) embriyo ölür.
Görüldüğü gibi, basitçe, beş önemli sebepten embriyo rahim içine yuvalanamadan ziyan olur ve gebelik gerçekleşmez.
Koruyucu hekimlik:
En önemli dönemin “kuru dönem” olduğunu, bu dönemde, gebeliğin son günleri, lohusalığın ilk günleri esnasındaki beslemenin doğru şekilde yapılması gerektiğini bilmeliyiz.
Doğumdan sonraki hızlı zayıflamanın mutlaka durdurulması gerekir. Bunun içinde doğum yapmış ve süt vermeye başlamış ineğin yemini tüketmesi sağlanmalıdır, yani inek iştahsızlık çekmemelidir.
Bu arada ineğin yeterince kuru madde alması, enerji temin etmesi, vitamin-mineral-izmineral eksikliğinin söz konusu olmaması garanti edilmelidir.
Tohumlama için kızgınlık takibi çok iyi yapılmalı, geç kalınmamalıdır. Spermin döl yolundaki ömrünün yumurtadan 4 kat daha fazla olduğu bilindiğine göre, spermlerin beklemeye tahammülü vardır. Fakat yumurta yoluna düşmüş yumurtanın (ovum) beklemeye ve gecikmeye tahammülü yoktur. O yüzden erkek hücrelerinin dişi hücreyi beklemesi, hazır olması, dişi hücrenin onları kendisini bekler halde bulması şarttır.
Doğumu takiben 25’inci günde prostaglandin F2 alfa enjeksiyonunun rahim temizliği için çok yararlı olduğu bilinmektedir. O sebeple 25’inci günde bir tek enjeksiyon ile rahim temizliği garantiye alınmalıdır.
Her şeyin kuru dönem ile yakından ilgisi olduğu unutulmamalı, sürü yönetiminin temel ilkeleri olan kuru ve temiz, iyi kayıt – iyi gözlem ilkeleri eksiksiz yerine getirilmelidir.